İnsanlık tarihine bir de bu gözle bakın!

( الرمل ) Remil kelime anlamı olarak “kumlu arazi” demektir. Terim olarak anlamı ise dini konuların bir kısmında olduğu gibi kişiden ki...

Remil İlmi bize eski bir sayı sistemini anlatıyor olabilir mi?

(الرمل) Remil kelime anlamı olarak “kumlu arazi” demektir. Terim olarak anlamı ise dini konuların bir kısmında olduğu gibi kişiden kişiye değişmektedir. Remil İlmi diye bir şeyin İslam’da yeri olmadığına inanıyorsanız terim anlamı “zamanında kum taneleri kullanılarak bakılan, karot benzeri bir fal”dır. Fakat bunun İslam’da kabul gören bir yöntem olduğuna inanıyorsanız terim anlamı “Hz. Danyal’e (a.s.) (Hz. Âdem, İdrîs, Lokmân, Yeremya veyaİşaya) Allah (c.c.) tarafından verilmiş bir ilimdir; tıpkı Hz. Muhammed’e (s.a.v.) verilen istihare gibi…

Aslında başlığın konusu bu değil ama şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Remil ilmini Kuran-ı Kerim’de destekleyen bir ifade yok. Fakat remil ile ilgili bir hadis mevcuttur. Rivayete göre Muâviye b. Hakem’insorusu üzerine Hz. Muhammed: “Eskiden kum üzerine hat çizen bir nebî vardı. Kimin hattı onunkine uygun düşerse o isabet etmiş sayılır” (Müslim, “Selâm”, 121; EbûDâvûd, “Tıbb”, 23) demiştir. Muhtemelen Hz. Muhammed’in cevabı bu kadar kısa değildi. Eğer cevap bu kadar kısaysa muhtemelen takip eden sorular geldi: “Yani caiz mi? Remille gerçekten gelecek veya bilinmeyenler bilinebiliyor mu? Ya Rasulullah biz de yapalım mı? O nebinin hattına denk düşürmek için neler yapmalıyız?...” Fakat Hadis rivayetinde sıkça rastlanılan bir problem olarak, rivayet edilen hadis meseleyi çözmemiş aksine probleme dönüştürmüştür. Zaman içerisinde kimileri bu hadisi delil göstererek remili caiz saymış, kimileri bahsi geçen nebinin, bir nebi olması sebebiyle vahiy aldığını, hiç kimsenin aynı şekilde isabet edemeyeceğini iddia edip caiz olmadığını söylemiştir. Oysa, büyük olasılıkla bu soru sorulduğu gün olay tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştı. Bize sadece ravinin aklında kalan veya rivayet etmesi gerektiği anda rivayet etmesi gerektiği kadar ki kısmının ulaşması, bu konuda da iki farklı görüşün doğmasına sebep olmuştur.

Remilin İslami olup olmadığı bu başlığın konusu değil. İster Hz. Danyal’den veya Hz. Adem’den gelsin, ister kabala benzeri, israiliyat etkisi olsun gerçek şu ki, iki ihtimalde de binlerce yıldır Orta Doğu’da uygulanan bir yöntemdir. Yani ortaya çıkış tarihi neredeyse Piramitlerle aynıdır, hatta belki daha yaşlıdır.

Peki, nasıl Remil atılır veya açılır? Remil için önce sembollere ihtiyacınız vardır. Her sembol dört satırdan oluşur. Her satırın ise “tek” veya “çift” olma özelliği vardır. İsterseniz bir sıra kumu, pirinç tanesi..vb. yere serer tanelerini sayarak, isterseniz zar atarak sonucun tek mi yoksa çift mi olduğuna bakarsınız. Eğer sonuç tekse bir nokta, çift ise çizgi çekersiniz. Sonra aynı işlemi tekrarlayıp alttaki satırı bulursunuz. Derken toplam üst üste dört işaret (nokta veya çizgi) oluşunca işte ilk şekliniz (ilk “hat”tınız) ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan şeklin en üst işareti “ateş”, altındaki “hava”, altındaki “su” en alttaki ise toprak olarak adlandırılır. Tipik bir antik insan kozmolojisi; toprak altta, üstünde su; göller nehirler, üstünde hava, atmosfer, en üstte de ateş; güneş ve yıldızlar… Sonra aynı yolu izleyerek 3 şekil daha ortaya çıkarıp 4 temel şeklinizi elde edersiniz. (aslında 16 satır dökülüp dört şekil çıkarılır ama maksadım fal bakmayı anlatmak olmadığı için kısa kesiyorum!) Bu ilk dört şekle “ümmehat” denir; Hatların annesi… Çünkü bundan sonraki şekiller bu ilk dört şekilden türetilecektir.

Tek ve çift olma durumuyla oluşturulan şekiller, matematikte tek ve çift sayılar üstüne yapılan işlemlere tabii tutulur. Birbirleriyle toplanıp çıkartılırlar. Tıpkı “x sayısı bir tek sayıysa…” gibi matematik problemlerinde olduğu gibi. İki şekil yan yana konur ve her satır kendi içinde toplanır. Tekle tekin toplamı çift, çiftle tekin toplamı tek…  Bildiğimiz “tek ve çift sayılar örnek soruları” gibi. Belirli bir prensip dahilinde yapılan toplama işlemlerinden sonra ortaya 16 şekilli nihai sonuç çıkar. İşte bu sonuçta her bir hane bir şeye işaret eder ve o haneye denk gelen şekle göre yorum yapılır.

Aslında ortaya çıkan şekil tam olarak aşağı örnek tablodaki gibi değildir. Fakat 13. Ve 14. Şekil aynı zamanda “kuzey kutbu” ve “güney kutbu” olarak adlandırıldığı için ben bu şekilde yerleştiriyorum.

Şekle baktığımızda aslında mizan ekvatordan geçiyor. Yani bir nevi kuzey ve güney yarım küredeki, dört elementin bir terazisi, dengelemesi, ortalaması görevi görüyor.

Aşağıda ise iki farklı kültürün sayı sistemleri var;

ÇİN (I-Ching) RAKAMLARI
ORTA AMERİKA (MAYA) RAKAMLARI
nokta ve çizgi kullanılarak oluşturulmuş bu sayı sistemlerinin hem kendi arasındaki hem de Remil şekilleriyle olan benzerlikleri sizde de sanki aynı kökten türemiş oldukları izlenimi uyandırmıyor mu? Bu konuyu ileri ki zamanlarda daha da genişleteceğim!

1 yorum:

YAZARIN SON PAYLAŞIMI

Var olmak ve yazmak...

Kırk yaşındaydı. Yıllardan 610, aylardan Ramazan, gecelerden Kadir Gecesiydi. Daha sonradan bin aydan hayırlı olduğu söylenecek gece… ...